Alerjiye bağlı hassas hava yolu gelişmiş çocuklar virüslerin etkisi ile hırıltı, nefes darlığı, öksürük şikayetleri yaşamaya başlarlar. Bu astımlı çocuk için hem daha fazla ilaç demektir hem de daha fazla okul kaybı demektir. Alerjik astım tedavisinde hedef daha az enfeksiyon geçirmek ve bu enfeksiyonları göğse inmeden atlatmak olmalıdır.
Kış aylarında görülen viral enfeksiyonların çoğu damlacık yolu ile bulaşır. Öksüren yada burnu akan çocuktan havaya karışan virüsler rahatlıkla bir diğer çocuğa bulaşmaktadır. Bunun ötesinde burun akıntısı eline bulaşan çocuk oyuncak yada okul malzemelerini tuttuğunda virüsler bu yüzeyleri elleyen bir diğer çocuğa el burun yolu ile rahatlıkla bulaşmaktadır.
Dolayısıyla okullarda enfeksiyonların yayılmasını önlemenin yolu el temizliğinden geçer. Okullarda el temizliği su ve sıvı sabun ile yapılmalıdır. El dezenfeksiyonu yapan jeller bakterileri yok ederken virüslere etkileri tartışmalıdır. Ayrıca alkol bazlı bu el jelleri buharlaşırken havaya kimyasal bir koku sararlar ki bu kimyasal alerjiye bağlı hassas hava yoluna sahip çocuklarda astım alevlenmesini çağırır.
Damlacık yolu ile bulaşmayı önlemek için sınıfların havalandırılması çok önemlidir. Sınıfları havalandırmak yerine koku giderici oda spreyleri kullanmak okullardaki bir diğer tehlikedir. Astımlı birçok çocuk bu nedenle atak geçirmektedir. Çoğu anne baba okul yönetimini bu konuda uyarmak zorunda kalmaktadır. Benzer bir tehlike de sınıflarda kullanılan kokulu yapıştırıcılardır. Aktiviteler sırasında kokusuz yapıştırıcı kullanımı teşvik edilmelidir.
Okullarda astım alevlenmesine yol açan bir diğer uygulama da çamaşır suyu ile dezenfeksiyon yapılmasıdır. Çamaşır suyu çok güçlü bir kimyasaldır ve buharı solunduğunda astımlı olmayan kişilerde bile nefes darlığı yaratabilmektedir. Astımı olan çocuk için ise çamaşır suyu buharı solumak eşittir astım atağı demektir. Bu nedenle okullardaki tuvalet ve yer temizliğinde çamaşır suyu kullanımının okul saatleri dışında yapılmasına ve çok iyi bir havalandırmadan sonra çocukların içeri alınmasına özen gösterilmelidir.
Son olarak astım için tehlike olduğu bilinmeyen ve okullarımızda sıklıkla yer alan çikolata ve diğer kakaolu ürünlere değinmek gerekiyor. Kakao yüksek miktarda kafein içerdiğinden midede reflüye yol açmaktadır. Reflü midedeki asitli içeriğin yutma borusundan yukarı soluk borusuna kaçması ile sonuçlanır ki; bu en önemli atak tetikleyicilerden birisidir. Özellikle sınıflarda ödül niteliğinde çikolata vb gıdalar dağıtılması astımlı çocuklar için önemli bir tehlikedir. Okul idaresinin bu konuda uyarılması gerekmektedir.
Sonuç olarak; çocuklarımızın kimyasallardan uzak ancak su ve sabuna rahatça ulaşılabilecekleri konumda olduğu; çikolata, cips vb sağlıksız gıdalara erişemeyecekleri bir okul ortamı alerjik astımlı çocuklar için olduğu kadar tüm sağlıklı çocuklar için de iyi bir okul yılı demek olacaktır.
Prof. Dr. Yonca TABAK
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı, Çocuk İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı