Ön planda nezle ve farenjit gibi üst solunum yolu enfeksiyonu tablosu ile seyreden soğuk algınlığı çoğu kez okullarda, kreşlerde veya kalabalık alanlarda insandan insana veya virüs bulaşmış oyuncak veya eşyalara temas sonucu bulaşır. 100’den fazla virüsün neden olabildiği soğuk algınlığı; yetişkinlerde yılda 2-4 kez, çocuklarda ise yılda 6-10 kez görülebilir. Yavaş seyirli olup, boğaz ağrısı, hapşırma, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hafif öksürük tablosu yaratır. Ateş genellikle görülmez. Ateş olmaması soğuk algınlığını gripten ayıran en önemli özelliktir.
İnfluenza virüsünün neden olduğu grip enfeksiyonu ise birkaç saat içinde aniden ortaya çıkan yüksek ateş, şiddetli baş ağrısı ve tüm vücutta yaygın kas ağrısı, ağır halsizlik ile kendini belli eder. Boğaz ağrısı ön planda değildir. Burun akıntısı, burun tıkanıklığı gibi üst solunum yolu şikayetleri soğuk algınlığının tersine çok hafiftir.
Alerjik çocuk ve yetişkinler üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde seyreden soğuk algınlığına daha çok yakalanırlar. Bu hastalarda soğuk algınlığı sinüzit veya orta kulak enfeksiyonuna daha sık neden olur. Bu tip bir komplikasyon olmadıkça basit soğuk algınlığı korkulacak bir tablo değildir.Grip enfeksiyonu açısından ise 2 yaş altı çocuklar, 65 yaş üzeri yetişkinler ve hamileler risk altındadır. Alt solunum yolu enfeksiyonu görülme olasılığı daha fazla olan grip enfeksiyonunda kronik kalp ve akciğer (çocuk astım) hastaları da risk altındadır.
Grip ve Soğuk Algınlığında Tedavi
Gerek grip gerekse soğuk algınlığı virüslerin neden olduğu hastalıklar olduğundan bu hastalıklara özgü bir tedavi yoktur. İstirahat, bol sıvı alımı ve aspirin harici ateş düşürücü ve ağrı kesiciler kullanılabilir. Grip enfeksiyonunda kesinlikle aspirin kullanılmamalıdır. Virüslerle olan enfeksiyonlarda antibiyotikler etkisizdir. Gereksiz antibiyotik kullanımı antibiyotik direncine neden olduğundan bakterilerle ikincil bir enfeksiyon düşünülmedikçe; doktor önerisi olmadan antibiyotik başlanmamalıdır.
Ne Zaman Doktora Başvurmalı?
Risk grubunda olmayan bir hastada grip enfeksiyonu tablosu varsa ve ateş 3 gün içinde düşmemişse veya birkaç gün düşüp sonra tekrar yükselmişse veya hastanın genel durumu bozuluyorsa, virüsün üzerine daha ağır seyreden bakteri enfeksiyonu eklenmiş olabileceği için bir an evvel doktora başvurulmalıdır. Risk grubundaki hastalar (çocuk astım hastaları) için ise grip tablosu geliştiğinde hiç beklemeden doktora başvurmakta yarar vardır.
Basit soğuk algınlığı tablosunda belirtiler genellikle 10 gün içinde azalarak geçer. Burun tıkanıklığı, burun akıntısı veya balgamlı öksürük 10 gün içinde tam geçmemişse bakteriyel bir enfeksiyon olasılığına karşın doktora başvurulmalıdır.
Özellikle alerjik astımı olan çocuklarda soğuk algınlığı tabloları daha ağır ve uzunseyretmeye yatkın olduğundan 1 hafta içinde belirtilerde gerileme gözlenmediğinde bu hastaların bir an evvel çocuk alerjisi ve astım takibinin yapıldığı doktor veya sağlık merkezinebaşvurmaları gerekmektedir.
Keçi Gribi Nedir?
“Keçi gribi” diğer adıyla “Q Ateşi” gerçek anlamda bir grip enfeksiyonu değildir. Influenza (grip) virüsü ile oluşmaz. Coxiella burnetti isimli bir bakteri ile oluşur. Keçi başta olmak üzere besi hayvanlarından insana bulaşır. Bu nedenle hayvancılığın yoğun yapıldığı ülkelerde hayvanlarla teması olan kişilerde görülür.
Q ateşi; ateş, tireme, halsizlik, öksürük ve göğüs ağrısı gibi grip benzeri bir tablo oluşturmasına rağmen gerçek anlamda gripal bir hastalık değildir. Coxiella burnetti’nin neden olduğu Q Ateşi’nde grip virüsünün aksine insandan insana bulaşma son derece nadirdir. Grip virüsü gibi salgınlar yapmaz ve yine grip virüsünün aksine Coxiella burnetti antibiyotiklerle yok edilebilen bir mikroptur. Bugüne kadar resmi kaynaklardan ülkemizde Q ateşi görüldüğüne dair bir bilgi gelmemiştir. Bu sene kış aylarında sık karşılaştığımız insandan insana çok kolay bulaşan virüs enfeksiyonu her sene yaşanan Influenza kaynaklı grip enfeksiyonudur.
Prof. Dr. Yonca TABAK
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı, Çocuk İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı